Ne Zaman Psikologa Gitmeli?

Psikoterapi Nedir? Psikoterapiye ne zaman gidilir?

Psikoterapi sözcüğü Eski Yunanca’dan gelmektedir. Ruh, can, nefes anlamında psyche sözcüğü ile iyileştirme, tıbbi tedavi anlamlarına gelen therapia sözcüğünün birleşiminden oluşmuştur.
Psikoterapi, terapist ve hasta arasındaki ilişkiyi temel alan bir iyileştirme yöntemidir. Psikoterapi, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal zorlukları tedavi etmek için kullanılır. Psikoterapinin amacı rahatsızlık veren belirtileri kontrol etmek veya ortadan kaldırmaktır. Böylelikle hastanın daha işlevsel olması amaçlanır. Bununla birlikte psikoterapi dengeli, sağlıklı hissetmek ve anlamlı bir yaşam sürmek maksadı ile de başvurulan bir yoldur.

Ne Zaman Psikoloğa Gidilmeli?

Psikoterapi, günlük yaşam zorlukları, tıbbi hastalık, sevilen bir yakının kaybı, depresyon veya yeme bozuklukları gibi belli psikiyatrik rahatsızlıklar, travma gibi problemlere yardımcı olmaya çalışır. Kişinin genel hayatını eskisi gibi işlevsel olarak sürdürmesine engel olabilecek herhangi bir durum psikoterapiye başvurmak için geçerli bir nedendir. Psikiyatristler ve psikologlar psikoterapi alanında yetkili meslek gruplarıdır. Ancak özel eğitim aldıkları takdirde psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikiyatri hemşireleri ve diğer bazı ruh sağlığı profesyonelleri psikoterapi yapabilirler.

Ne Zaman Psikologa Gitmeliyim? Video
Psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal zorluklar farklı insan grupları üzerinde ayrımcılılık yapmaz. Her etnik gruptan, birçok farklı sosyoekonomik statüden, farklı yaşlardaki kadınları ve erkekleri etkiler. Bu rahatsızlıklar kişinin düşünme yetisini, duygularını ve davranışlarını bozabilir. Bireyin okulda veya işteki günlük yaşamını etkileyebilir, ailesiyle veya arkadaşlarıyla olan ilişkilerini ciddi boyutlarda bozabilir.

Psikoterapinin nihai amacı hastalık belirtilerini ortadan kaldırmak, böylece kişinin yaşamını yeniden verimli bir biçimde keyif alarak sürdürmesini sağlamaktır. Bununla birlikte psikoterapi yalnızca duygusal-zihinsel rahatsızlıklarla sınırlı değildir. Kişi, hayatındaki problemlerin üstesinden gelemediğini düşündüğünde, duygusal açıdan iyi hissetmediğinde, her zamanki haline göre farklılıklar hissettiğinde psikologla veya psikiyatrla görüşebilir.

Sorun Yaşayan Herkes İçin Psikoterapi Gerekli midir?

Stres ve problemler herkesin hayatında etkilidir. Ayırıcı kriter, kişinin stresin üstesinden gelip gelemediğidir. Halledemediğini bildiği halde, ‘kendim hallederim / kendim halletmeliyim’ düşüncesi genellikle kişiyi psikoterapiye başvurmaktan alıkoyar. Problem devam ettiğinde, ciddiyetini, etki alanlarını koruduğunda ve kişi sorunların üstesinden gelemediğinde beklenen sonuçlar ortaya çıkar: Hayat kalitesinde bozulmalar, aile ve sosyal ilişkilerde zedelenmeler, iş performansında kötü yönde etkilenmeler başlayabilir. Kişi yaşadığı ızdırabla başa çıkabilmek için madde ve / veya alkol kullanımına yönelebilir. Hatta uzun süren problemlerin içinde kişi kötüye uyum yapıp kayıplarının farkında bile varmadan kötüleşen hayat tarzına alışabilir.

Hastalığı olan ya da duygusal bazı zorluklar yaşayan kişiler etiketlenme korkusuyla da çoğu zaman profesyonel yardıma başvurmazlar. Hastalığı nedeniyle toplum tarafından küçümseneceğini, dışlanacağını düşünürler. Psikoterapi veya ilaç tedavisine başlasalar bile önerilen tedaviyi uygulamazlar. Bu da sorunların zamanla kronikleşip daha da ağır hale gelmesine sebep olur.

Genellikle kronik problemler duygusal rahatsızlıklara yol açmaktadır. Böyle durumlarda kişi hem devam eden problemlerde hem de rahatsızlığın getirdiği sıkıntılarla ve yol açtığı kısıtlılıklarla uğraşmak zorunda kalır. Hiçbir çıkış yolu olmadığının düşünüldüğü ve psikiyatrik rahatsızlıkların eşlik ettiği durumlarda ise ciddi kayıplar yaşanabilmektedir. Dolayısıyla kişinin kendinin tanıması ve ne zaman kendini aşan bir problemle karşılaştığını ve yardım alması gerektiğini bilmesi gerekir.

PSİKOTERAPİNİN ÖZELLİKLERİ

Terapi Seansları

Terapinin hedeflerini ve ne sıklıkta ne kadar görüşüleceğini hasta ve terapist birlikte planlar. Çoğu seans haftada 1 kez yapılır ve yaklaşık 1 saat sürer. Psikoterapi acil durumlara yönelik kısa dönemli olabileceği gibi daha karmaşık, çoktandır devam eden sorunlara dönük uzun dönemli de planlanabilir. Bireysel, aile, çift ve grup terapileri şeklinde gerçekleştirilebilir. Psikoterapi hayatın her dönemi için yetişkinler, çocuklar ve ergenler için profesyonel bir destek ve tedavi yoludur.

Gizlilik (Mahremiyet) ilkesi,

Hastanın izni olmadan hastanın durumunu, anlattıklarını başka şahıslarla paylaşmamak psikoterapinin en temel ilkesidir. Normal şartlarda terapi ilişkisi özgün, içten ve profesyonel bir ilişki olarak planlanır. Terapi ilişkisinin bu niteliklerini bozacak sosyalleşmeler, samimi ve fiziksel yakınlıklar, çıkar ilişkileri psikoterapinin temel değerleriyle uyuşmaz.

İlaç mı Psikoterapi mi?

İnsanların zihninde ilaçla mı terapiyle mi iyileşecekleri konusunda bir karmaşa olabilir. Birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapinin birleşimi tek başına kullanılmalarından çok daha iyi sonuç verir. Bu, hastanın terapistine danışarak alacağı ortak bir karardır.

Psikoterapi Çeşitleri

Psikiyatristler, uzman psikologlar ve diğer ruh sağlığı çalışanları birçok farklı terapi çeşidi kullanabilirler. Hangi terapi modelinin kullanılacağı hastanın rahatsızlığına durumuna ve tercihine göre belirlenir.
En sık kullanılan terapi çeşitleri:

• Bilişsel- Davranışçı Terapi: Kişilerin kendilerine zarar veren düşünce kalıplarını ve davranış şekillerini fark edip değiştirmelerine yardımcı olur. İşlevsel olmayan bu düşünce ve davranışları doğru düşüncelerle ve işe yarar davranışlarla değiştirir. Yeni öğrenilen beceriler gerçek hayatta pratik yapılır.
• Kişilerarası Psikoterapi: Yaşanılmamış yas, sosyal veya iş rollerinde değişiklik, önemli kişilerle yaşanan anlaşmazlıklar, insanlarla ilişkide zorluk gibi altta yatan kişilerarası problemlerin anlaşılmasına ve çözüm yolları geliştirilmesine yardımcı olur.
• Psikodinamik Terapi: Bu yaklaşıma göre kişinin iyilik hali ve davranışları çocukluk ilişkilerinden, tecrübelerinden, psikolojik çelişkilerinden ve bilinçaltında duran uygunsuz tekrarlayıcı düşünce ve duygulardan etkilenir. Hastanın terapist ile olan ilişkisi kullanılarak kişinin kendini daha iyi anlaması ve eski davranış şekillerini değiştirmesi amaçlanır.
• Psikoanalitik Yaklaşım: Psikodinamik yaklaşımın daha yoğun uygulanan şeklidir. Seanslar haftada 3 kez veya daha fazla olabilir. Psikanaliz ruhsal çözümleme anlamına gelir. Günümüz şartlarında sosyal ve ekonomik gerçekler psikanalizin rahatsızlıkların tedavisinde uygulanabilir bir terapi yöntemi olması için engel oluşturmaktadır.

Psikoterapinin Koçluktan Farkı Nedir?

Bir meslek olarak koçluk ile geleneksel psikoterapinin en belirgin ve basitleştirilmiş farkı başvuru nedenleridir: bir grupta iyileşmek isteyenler diğer grupta ilerlemek isteyenler bulunur. En iyi koçluk desteğini psikopatoloji ve insanla görüşme sanatını bilen, bu konuda uzun ve tanımlanmış eğitimlerden geçen bir psikoterapist sağlayabilir.

Psikoterapist Seçmek

Psikiyatristler, uzman psikologlar, psikologlar, sosyal hizmet çalışanları psikoterapi alanında uzmanlaşabilirler. Bu sebeple ilk olarak seçeceğiniz uzmanın yeterlilik sahibi olması çok önemlidir. Ruh sağlığı alanındaki bazı yasal boşluklardan ötürü birçok yetkisiz ve niteliksiz insan alanda ruh sağlığı hizmeti verdiğini iddia etmektedir.

Psikoterapi İşe Yarar mı?

Araştırmalar psikoterapi alan kişilerin belirtilerinin azaldığını hatta kaybolduğunu ve yaşamlarında daha işlevsel olduklarını göstermektedir. Duygu ve davranışların geliştirilmesinin beyin ve vücutta da olumlu değişikliklere yol açtığı bilinmektedir. Psikoterapinin diğer olumlu sonuçları arasında daha az hastalanma, daha az tıbbi problem ve iş sürekliliğinde artış bulunmaktadır.

Psikiyatrik bozuklukların tedavi edilmemesi psikolojik ızdırabın daha da artmasına, madde kötüye kullanımına, iş hayatında düşük performansa aile ve arkadaşlık ilişkilerinin bozulmasına ve hatta intihara bile sebep olabilir.

68 comments

  1. Mrb ben 19 yaşindayim aşırı derecede kiskancim eşimi çok kısakaniyorum sanirim sağliksiz kiskancim eşimle surekli tartişiyorum eşim başka yerde çalişiyor bende başka yerde ama içim hiç rahat değil sürekli aklima kütü kütü şeyler geliyr acaba kiminle konuşuyor sohbet ediyor konuşurken onlarla gülüyor mu sürekli aldatıldığimi düşünüyorum çok zor benim için mesela eşimin tv izlemesini istemiyorm çunku kız var diye kıskaniyorum sosyal medya konllanmasini da istemiyorum sadece beni görsün benimle konuşsun gülsün istiyorum gerçekten çok zor bizim tartişmadigimiz bir gun yok ondan dolayi ne yapmaliyim

  2. Hocam benim bir ilişkim var ama ben evlilik öncesi yani ailemle tanıştırdıktan sonra çok kaygı duydum acaba seviyormuyum? Acaba ayrılsammı?Acaba yapabilecekmiyim istemeye geldiklerinde vazgeçermiyim. Kişiliğim çok karamsar ve çok kendimi dinliyorum prozac 20 mg başladım psikoterapi ile çözebilirmiyim bu durumu ?

  3. Merhaba hocam ben 17 yaşındayım ,
    Ufak biseyde olsa hemen sinirleniyorum ve sinirlenince bı seylere Zarar vermezsem elim ayağım titriyor birde çok unutkanlık başladı acaba bu piskologa gorunmelimiym

  4. Merhaba hocam ben 17 yaşındayım ,
    Ufak biseyde olsa hemen sinirleniyorum ve sinirlenince bı seylere Zarar vermezsem elim ayağım titriyor birde çok unutkanlık başladı acaba bu piskologa girunmelimiym

  5. Merhaba hocam ben çok çabuk sinirleniyorum ve sinirlenince bı yerlere biseye zarar vermezsem elim ayağım titriyor birde unutkanlık başladı pskologa gitmem gerekmi

  6. Merhaba ailevi sorunlar yaşıyorum kalbimde zaten ritim bozukluğu var en ufak can sıktığımda kalbim sıkışıyor ve sürekli moralim bozuk uzerimde baskı var zaten psikologa gitmeli miyim

  7. Merhaba,
    Zorlu deneyimlerden geçmişsiniz ve bunların etkilerini yaşıyorsunuz. evet yaşantılar değiştirilemeyecektir ancak bunların sizde yarattığı duygu ve düşünceler değiştirilebilir. Daha sağlıklı bir yönlendirme yapılması adına mutlaka bir uzmandan destek almanız yararlı olacaktır. İyi günler

  8. BAĞIRARAK KONUŞMA.
    Hocam Merhabalar. Hocam insanlarla konuşurken ve birseyler tartışamaya başlarken. Bir kaç kelimeden sonra. Karşımdaki bireye sesimi yükselterek konuşuyorum. Ve bunun sonrasında insanların bana kırıldığıni düşünüyorum. Ve buna üzülüyorum. insanlarla bu şekilde konuşmamak istemesemde. Kendimi kontrol edemiyorum. Bu durumu nasıl aşabilirim Hocam. Yardıma ihtiyacım var.

    1. Merhabalar,
      Öncelikle o konuşmalar sırasında zihninizden neler geçiyor ve bunların duygularınıza ve davranışlarınıza hatta bedeninize nasıl etki ettiğini fark etmeniz gerekir. Fark ettikten sonra ise bunları durdurup sizde oluşturduğu duygunun (ki genellikle öfke oluyor sanırım) şiddetini aşağı çekebilirsiniz. Bu bir terapi yöntemidir tek başınıza yapmak zor olabilir. Bu nedenle bir uzmandan destek alabilirsiniz. İyi günler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.