Uçak Korkusu
Uçak Korkusu
Kim Korkar Uçmaktan!
Korku insanda bir dereceye kadar var olması gereken bir duygudur. Bizi bazı tehlikelerden korur. Ancak bazı korkular şiddetli olabilir ve hayatımızı kısıtlayabilir. Bunlardan biri de uçuş korkusudur. Özellikle sık seyahat etmesi gereken iş adamları, bilim adamları için çok kısıtlayıcıdır. Bu yüzden iş görüşmelerine gidemeyen, çok kazançlı işleri kaybetmek zorunda kalan yüzlerce iş adamı vardır. İş adamlarının haricinde dünyayı gezmek, dolaşmak isteyen ama sırf uçak korkusundan gidemeyen bireyler de vardır. Yaşam kalitesini azaltan bir korkudur uçuş korkusu.
Uçuş Korkusunda Neler Yaşanır?
Kişilerde uçuş korkusuna, kendilerinin de hatırlamadıkları olumsuz çocukluk yaşantıları ve travmaları sebep olabilmektedir. Eğer biyolojik bir yatkınlık da varsa bu olayların yarattığı şartlanmalar kişiyi uçuş fobisine götürür. Uçağa binildiği zaman çarpıntı, titreme, soğuk terleme, nefes almada zorluk, kaslarda gerginlik, baş dönmesi, mide bulantısı gibi korku belirtileri başlar. Bunlar aşırı adrenalin salgılamasından kaynaklanır. Kişide “Ya uçakta kalp krizi geçirirsem?, “Ya bir şey olur da müdahale edilemezse?”, “Ya düşersek?” gibi kaygı düşünceleri belirir. Kişi ya bu sıkıntıya katlanıp uçuşa devam eder, ya uçaktan iner ya da bir daha uçağa binmez.
Tedavide Neler Yapılabiliyor?
Uçuşun Sanıldığı Kadar Tehlikeli Olmadığını Bilmek Gerekir
Sivil Havacılığın gelişmeye başladığı yıllarda gerek teknik yetersizlikler gerekse uçuş prosedürlerinin geliştirilememiş olması istenmeyen kazalara sebep olmuş ve insanların zihinlerinde uçakla yolculuğun çok riskli olduğu gibi bir şartlanma meydana gelmiştir. Halbuki bir kişinin yolda yürürken başına kiremit düşüp ölme ihtimali uçakla seyahat ederken ölme ihtimalinden çok daha yüksektir. İstatistikler de bunu desteklemektedir:
Uçuşla ölme riski dört buçuk milyonda bir, trenle seksen binde bir, otoyolda on dört binde bir, yürürken iki buçuk milyonda bir. Gördüğünüz gibi en düşük ölüm oranı uçakla seyahattedir.
Uçuşla ilgili yanlış inanışlardan biri de her uçak kazasının mutlak ölümle sonuçlanmasıdır. Uçak kazalarının %25’inde hiçbir can kaybı yaşanmamıştır. Kazaların %60’ındaysa yolcuların büyük bir kısmı hayatta kalmıştır.
Uçakların Donanımı Son Derece Geliştirilmiştir
Son yıllarda üretilen uçaklar, pilotun problemli durumları görmemesini neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Her türlü acil durumlarda riski en aza indirecek şekilde dizayn edilmiş ve donatılmışlardır.
Pilotlar Son Derece Tecrübeli
Sivil Havacılık Otoriteleri pilot eğitiminde, her havacılık şirketinin uymakla mükellef olduğu bir eğitim programı oluşturmuştur. Ayrıca uçuş süresince yapılacak işlemlerin hepsini standart kurallara bağlamıştır. Bütün pilotlar ve kabin memurları bu standartlara uygun hareket etmek zorundadır. Pilot eğitiminin mükemmel ve uçuş ekibinin deneyimli olması uçaklardaki teknolojik gelişime eklenince kaza riski çok daha aşağılara inmektedir.
Tek Seansta Korkusundan Kurtulanlar Var
Korkuya sebep olan olumsuz şartlanmaları tespit edip gidermeye yönelik terapi programları uygulanır. EMDR gibi yöntemler, bilinçdışında yüklü olan olumsuz yaşantıların tespit edilmesi ve bu yaşantılara karşı duyarsızlaştırılması konusunda son derece etkindir. EFT gibi uçuşa özel stres yönetimi çalışmaları bazen bir seanslık bir uygulamadan sonra bile düzelmeyi sağlayabilmektedir.
Fobiler kaygı (anksiyete) bozuklukları sınıflandırılması altında yer alır. Ancak korkulan şeyler o kadar çeşitlilik gösterir ki yüzlerce korku türü vardır diyebiliriz.