Ne Zaman Psikologa Gitmeli?

Psikoterapi Nedir? Psikoterapiye ne zaman gidilir?

Psikoterapi sözcüğü Eski Yunanca’dan gelmektedir. Ruh, can, nefes anlamında psyche sözcüğü ile iyileştirme, tıbbi tedavi anlamlarına gelen therapia sözcüğünün birleşiminden oluşmuştur.
Psikoterapi, terapist ve hasta arasındaki ilişkiyi temel alan bir iyileştirme yöntemidir. Psikoterapi, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal zorlukları tedavi etmek için kullanılır. Psikoterapinin amacı rahatsızlık veren belirtileri kontrol etmek veya ortadan kaldırmaktır. Böylelikle hastanın daha işlevsel olması amaçlanır. Bununla birlikte psikoterapi dengeli, sağlıklı hissetmek ve anlamlı bir yaşam sürmek maksadı ile de başvurulan bir yoldur.

Ne Zaman Psikoloğa Gidilmeli?

Psikoterapi, günlük yaşam zorlukları, tıbbi hastalık, sevilen bir yakının kaybı, depresyon veya yeme bozuklukları gibi belli psikiyatrik rahatsızlıklar, travma gibi problemlere yardımcı olmaya çalışır. Kişinin genel hayatını eskisi gibi işlevsel olarak sürdürmesine engel olabilecek herhangi bir durum psikoterapiye başvurmak için geçerli bir nedendir. Psikiyatristler ve psikologlar psikoterapi alanında yetkili meslek gruplarıdır. Ancak özel eğitim aldıkları takdirde psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikiyatri hemşireleri ve diğer bazı ruh sağlığı profesyonelleri psikoterapi yapabilirler.

Ne Zaman Psikologa Gitmeliyim? Video
Psikolojik rahatsızlıklar ve duygusal zorluklar farklı insan grupları üzerinde ayrımcılılık yapmaz. Her etnik gruptan, birçok farklı sosyoekonomik statüden, farklı yaşlardaki kadınları ve erkekleri etkiler. Bu rahatsızlıklar kişinin düşünme yetisini, duygularını ve davranışlarını bozabilir. Bireyin okulda veya işteki günlük yaşamını etkileyebilir, ailesiyle veya arkadaşlarıyla olan ilişkilerini ciddi boyutlarda bozabilir.

Psikoterapinin nihai amacı hastalık belirtilerini ortadan kaldırmak, böylece kişinin yaşamını yeniden verimli bir biçimde keyif alarak sürdürmesini sağlamaktır. Bununla birlikte psikoterapi yalnızca duygusal-zihinsel rahatsızlıklarla sınırlı değildir. Kişi, hayatındaki problemlerin üstesinden gelemediğini düşündüğünde, duygusal açıdan iyi hissetmediğinde, her zamanki haline göre farklılıklar hissettiğinde psikologla veya psikiyatrla görüşebilir.

Sorun Yaşayan Herkes İçin Psikoterapi Gerekli midir?

Stres ve problemler herkesin hayatında etkilidir. Ayırıcı kriter, kişinin stresin üstesinden gelip gelemediğidir. Halledemediğini bildiği halde, ‘kendim hallederim / kendim halletmeliyim’ düşüncesi genellikle kişiyi psikoterapiye başvurmaktan alıkoyar. Problem devam ettiğinde, ciddiyetini, etki alanlarını koruduğunda ve kişi sorunların üstesinden gelemediğinde beklenen sonuçlar ortaya çıkar: Hayat kalitesinde bozulmalar, aile ve sosyal ilişkilerde zedelenmeler, iş performansında kötü yönde etkilenmeler başlayabilir. Kişi yaşadığı ızdırabla başa çıkabilmek için madde ve / veya alkol kullanımına yönelebilir. Hatta uzun süren problemlerin içinde kişi kötüye uyum yapıp kayıplarının farkında bile varmadan kötüleşen hayat tarzına alışabilir.

Hastalığı olan ya da duygusal bazı zorluklar yaşayan kişiler etiketlenme korkusuyla da çoğu zaman profesyonel yardıma başvurmazlar. Hastalığı nedeniyle toplum tarafından küçümseneceğini, dışlanacağını düşünürler. Psikoterapi veya ilaç tedavisine başlasalar bile önerilen tedaviyi uygulamazlar. Bu da sorunların zamanla kronikleşip daha da ağır hale gelmesine sebep olur.

Genellikle kronik problemler duygusal rahatsızlıklara yol açmaktadır. Böyle durumlarda kişi hem devam eden problemlerde hem de rahatsızlığın getirdiği sıkıntılarla ve yol açtığı kısıtlılıklarla uğraşmak zorunda kalır. Hiçbir çıkış yolu olmadığının düşünüldüğü ve psikiyatrik rahatsızlıkların eşlik ettiği durumlarda ise ciddi kayıplar yaşanabilmektedir. Dolayısıyla kişinin kendinin tanıması ve ne zaman kendini aşan bir problemle karşılaştığını ve yardım alması gerektiğini bilmesi gerekir.

PSİKOTERAPİNİN ÖZELLİKLERİ

Terapi Seansları

Terapinin hedeflerini ve ne sıklıkta ne kadar görüşüleceğini hasta ve terapist birlikte planlar. Çoğu seans haftada 1 kez yapılır ve yaklaşık 1 saat sürer. Psikoterapi acil durumlara yönelik kısa dönemli olabileceği gibi daha karmaşık, çoktandır devam eden sorunlara dönük uzun dönemli de planlanabilir. Bireysel, aile, çift ve grup terapileri şeklinde gerçekleştirilebilir. Psikoterapi hayatın her dönemi için yetişkinler, çocuklar ve ergenler için profesyonel bir destek ve tedavi yoludur.

Gizlilik (Mahremiyet) ilkesi,

Hastanın izni olmadan hastanın durumunu, anlattıklarını başka şahıslarla paylaşmamak psikoterapinin en temel ilkesidir. Normal şartlarda terapi ilişkisi özgün, içten ve profesyonel bir ilişki olarak planlanır. Terapi ilişkisinin bu niteliklerini bozacak sosyalleşmeler, samimi ve fiziksel yakınlıklar, çıkar ilişkileri psikoterapinin temel değerleriyle uyuşmaz.

İlaç mı Psikoterapi mi?

İnsanların zihninde ilaçla mı terapiyle mi iyileşecekleri konusunda bir karmaşa olabilir. Birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapinin birleşimi tek başına kullanılmalarından çok daha iyi sonuç verir. Bu, hastanın terapistine danışarak alacağı ortak bir karardır.

Psikoterapi Çeşitleri

Psikiyatristler, uzman psikologlar ve diğer ruh sağlığı çalışanları birçok farklı terapi çeşidi kullanabilirler. Hangi terapi modelinin kullanılacağı hastanın rahatsızlığına durumuna ve tercihine göre belirlenir.
En sık kullanılan terapi çeşitleri:

• Bilişsel- Davranışçı Terapi: Kişilerin kendilerine zarar veren düşünce kalıplarını ve davranış şekillerini fark edip değiştirmelerine yardımcı olur. İşlevsel olmayan bu düşünce ve davranışları doğru düşüncelerle ve işe yarar davranışlarla değiştirir. Yeni öğrenilen beceriler gerçek hayatta pratik yapılır.
• Kişilerarası Psikoterapi: Yaşanılmamış yas, sosyal veya iş rollerinde değişiklik, önemli kişilerle yaşanan anlaşmazlıklar, insanlarla ilişkide zorluk gibi altta yatan kişilerarası problemlerin anlaşılmasına ve çözüm yolları geliştirilmesine yardımcı olur.
• Psikodinamik Terapi: Bu yaklaşıma göre kişinin iyilik hali ve davranışları çocukluk ilişkilerinden, tecrübelerinden, psikolojik çelişkilerinden ve bilinçaltında duran uygunsuz tekrarlayıcı düşünce ve duygulardan etkilenir. Hastanın terapist ile olan ilişkisi kullanılarak kişinin kendini daha iyi anlaması ve eski davranış şekillerini değiştirmesi amaçlanır.
• Psikoanalitik Yaklaşım: Psikodinamik yaklaşımın daha yoğun uygulanan şeklidir. Seanslar haftada 3 kez veya daha fazla olabilir. Psikanaliz ruhsal çözümleme anlamına gelir. Günümüz şartlarında sosyal ve ekonomik gerçekler psikanalizin rahatsızlıkların tedavisinde uygulanabilir bir terapi yöntemi olması için engel oluşturmaktadır.

Psikoterapinin Koçluktan Farkı Nedir?

Bir meslek olarak koçluk ile geleneksel psikoterapinin en belirgin ve basitleştirilmiş farkı başvuru nedenleridir: bir grupta iyileşmek isteyenler diğer grupta ilerlemek isteyenler bulunur. En iyi koçluk desteğini psikopatoloji ve insanla görüşme sanatını bilen, bu konuda uzun ve tanımlanmış eğitimlerden geçen bir psikoterapist sağlayabilir.

Psikoterapist Seçmek

Psikiyatristler, uzman psikologlar, psikologlar, sosyal hizmet çalışanları psikoterapi alanında uzmanlaşabilirler. Bu sebeple ilk olarak seçeceğiniz uzmanın yeterlilik sahibi olması çok önemlidir. Ruh sağlığı alanındaki bazı yasal boşluklardan ötürü birçok yetkisiz ve niteliksiz insan alanda ruh sağlığı hizmeti verdiğini iddia etmektedir.

Psikoterapi İşe Yarar mı?

Araştırmalar psikoterapi alan kişilerin belirtilerinin azaldığını hatta kaybolduğunu ve yaşamlarında daha işlevsel olduklarını göstermektedir. Duygu ve davranışların geliştirilmesinin beyin ve vücutta da olumlu değişikliklere yol açtığı bilinmektedir. Psikoterapinin diğer olumlu sonuçları arasında daha az hastalanma, daha az tıbbi problem ve iş sürekliliğinde artış bulunmaktadır.

Psikiyatrik bozuklukların tedavi edilmemesi psikolojik ızdırabın daha da artmasına, madde kötüye kullanımına, iş hayatında düşük performansa aile ve arkadaşlık ilişkilerinin bozulmasına ve hatta intihara bile sebep olabilir.

68 comments

  1. Merhaba benim aslında anlatacak çok şeyim var öncelikle 20 yasindayim hayalperestim ama haddinden fazla bazen gerçek dünyadan tamamen bağlantımı koparmak istercesine. öylekı hayal kurarken kafamda yarattığım adama aşık oluyor ve sürekli hayal kuruyorum farklı fetiş derecesinde fantazilerim oluyor ve bana şiddet gösteriyor ama sonunda yine bana geliyor ve bazen o kadar gercekci olması için kendimi kaptırıyorum ki sanki oymus gibi hissedip kendime dokunuyor yani kızların yaptığı masturbasyon da dahi kendi vucuduma dokunup hayal kuruyorum
    Bazen kendime bir sebebten öfkelenip başıma sert darbelerle vuruyor ne bileyim o anki duruma gore gülüyor ağlıyorum migrenim de bu sebepten olabilir belkide.kendimi bazen dış dünyadan tamamen izole edip hayal dünyamda mutluluk arıyorum ki bu belkide bir eş bir sevgiliye ihtiyacim olduğundandır korumacı bir ele bilmiyorum ailemi de sevmek için cok cabaliyorum ama kindarimdir ve annemin küçükken bana sirf dersi calismadigim icin sopayla dovmesi seni esirgeme yurduna vericem orda senin gibilerini dövüyorlar diyip gozumu korkutmasi yaramazlik yaptigim icin kafami yalanciktan tuvalete sokuyomus gibi yapmasi kardesimle yaramazlik yapinca karanlik tuvalete ikimizi de kitlemesi ve yine ben yaramazlik yaptigim icin sirf gozum korksun diye elimi bicakla kesmekle gozumu korkutmasi ve ki amacı sadece cocugunun gozunu korkutmak ve ona sakayla karisik kafami tuvalete sokmaya calistin hatirliyorum anne dedigimde bana yalancıktan yaptım sinirliydim demesi ne ilginç değilmi belkide sirf bundan sebebtir annemi
    yillarca öpmedigimi sırf gururuma dokundugu icin ona sıkı sıkı sarılıp annem diye öpemeyisim.evet biliyorum o zamanlar bir anneye en cok ihtiyacım oldugu zamanları ondan nefret etmekle gecirdim babami küçükken annemden sırf bu yüzden daha çok severdim ama o da ben büyüdükçe psikolojik şiddet uyguladı ikiside beni dost dediğim kızla kıyaslayarak ondan nefret etmemi sagladilar bahane neydi
    Ders çalışmak ve azim onlara göre bunlar bende olmayan şeylerdi şimdi de hala o kizdan da onu anneme öven annesinden de nefret ediyorum annemi babami su an seviyorum tabiki onlarda benı ama bu sevgi bana yetmiyor bencil ve kıskancım ama hayat bana bunları zorladigina inanıyorum bazı zaman kibirli bir kızı oynuyorum bazen kendimi fazlasıyla acındırıyorum ilk ve son erkek arkadasimla oldugum donem 17-18yaslarindayim onu kazanmak için türlü türlü kafamda stratejiler planlar kurnazliklar yaptım ve kazandım ama benden ayrildiginda hayatta asla yapmam dediğimiz şeyi yapiyoruz o basit sevgiliye yalvariyoruz ben iki gun araliksiz yalvardim sonunda artik bir sevgilim var mutluyum dedi ve gitti simdi iyiki gitmis diyorum o cok ama cok bencil ve kendini begenmisti ve ben bunu bana söylemesine Ragmen onu sevdim hırsla baslayip saplantılı bir aşka dönüşene dek hemde gerci sonunda üzülen taraf yine ben oldum kusura bakmayin çok uzun yazdım ama buna şu an ihtiyacim var ve birde en önemli şey ben fazla duygusalim ve aşırı dindar olmasam bile kurallara riayet ederim sırf bundan sebeb hatta kendime zarar verecek boyutta işkenceler yaparım eski sevgilim terkedince yapmadim tabiki onu saplantılı bir şekilde sevsem de onun icin kendime zarar verecek Bayılacak degildim basit bir erkek icin degmez sadece kendimle alakali bir durum var bu küçükken maksadimin belkide ilgi çekmek oldugu içindir ellerimi bıçakla çizerdim bir kere yaptım ama hala aklimdadir izi kalmadı annemin ilgisini cekmek icindi ama ilgilenmedi ve dogru olani yaptigini büyüyünce anladim bide küçükken yine anneme kızıp dolabı mın askılığına ip geçirip ağlayarak kendimi bogmaya çalışırdım küçükken değişmez huyum ölmek istemek ama sonu yine korkuyla bittiği için şanslısındır hem ölmek istemek neden hayatı kaldıramamak hemde ölmekten korkmak 🙂 ama ayaklarım yere değerdi tabi çocuk kafası.Ve su an bile çok duygusal bir film izlesem veya bir günah işlediğimi hissetsem pisman olunca kendime demirle kaplı bir kemerle sırtım morarana dek vururdum ama annemler duymasın diye sesimi içime gömerdim resmen en azından artık duygularimi fazla saklayamiyorum insanların yanında annem olsa dahi aglamazdim ama aglıyorum artık belkide içime içime ağlamak tan vücudumdaki gözyaşlarım taşıyordur her seye ağlamam hatta çok ama çok zor ağlarım ama yine de göz yaşım akar artık sadece kendime demir iple sırtıma darbeler atarak işkence yaptigim bir sır Köşeye sıkıştıgimi hissedene kadar korkagim kabul ama tamamen artık başıma bir felaket gelecegi
    ni anladığım an koruyucu bir haraketle minik kedinin içinden öfkeli bir aslan çıkartiyorum korkumu ancak öfkem kapatıyor.Kıskancım hemde çok kindardim ama indirgemeyi başardım zor durumda kalmadığım sürece dürüstum. Kizlarin yaptigi Mastürbasyona 17 yaşımda başladım
    Hayal kurmamda bir araç oldu sanki benim için çok daha gerçekci hissettiriyor bana bir Girdap içindeyim hayaller ve gerçekler Acı ve Zevk Aşk ve Kurgu SadoMazosist hayallerle dolu bir yalan gıdabında sürükleniyorum.çoğu zaman çok atik sosyal bir hayatım var ama eve geldikten sonra sadece yatağım ve uyku dünyam sınırlı %25 sosyal hayatım %45uyku %30 hayal dünyası diyebiliriz Üniveristeyi ve bölümümü begenmedigim için bıraktım sınava tekrar gircem ama ailem geldiğim günden beri eğer kazanmasan tekrar oraya gidersin diyor ve ben ne bölümümü ne de orayı sevdim hayalim bu değildi üniversite yi kazandığım için mutlu oldum hatta benden beklemediği için çok çok fazla mutlu oldum ama aslında istediğim o bölüm değilmiş hiç olmamış işte bu yüzden tekrar başa sardım destek bekliyorum ama hep tehtivari sözler içimi döktüm bu benim hayatım boyunca söylemek istediğim cümlelerdi ve ilk kez su an bana gerçekten yardım edebileceğinizi düşünerek söylüyorum bunları sadece karşı taraftan nasıl göründügümü merak ediyorum hiç bir arkadaş malesef tecrübeli insanların yerini tutmuyor bu sebebten yazmaya karar verdim

    1. Hilal Hanım merhaba,
      Yazdıklarınızda zorlu yaşantılarınızdan bahsetmişsiniz. Bugün de bunlarla ve hayatın getirdiği diğer durumlarla baş edebilmeye çalışıyorsunuz. Bunlarla ilgili yetişkin psikiyatristi ve uzman bir psikologdan destek almanızı acilen öneriyorum. İyi günler.

  2. Trafik kazasi geçirdim ameliyat dan dolayi 1 sene okula gidemediğim için bu senede okula gittiğimde kendimi hep bi korku icin de hissetiğim için bıraktım saclarimi kestirdigim icin ameliyat yuzunden kendime olan ozguvenim yok ölu gibiyim şuanda tek başıma dışarı çıkmaya tereddütlü olmaya başladım arkadaş ortamlarımın hepsini sildim evden dışarı çıkmak istemiyorum bunalıyorum kimseyle konuşmak istemiyorum bunun için psikologa gitmeliyim

    1. Fidannur Hanım merhaba,
      Öncelikle büyük geçmiş olsun. Zor bir süreçten geçmişsiniz ve etkilerini yaşıyorsunuz. Kendinizi daha iyi hissetmeniz için bir uzmandan destek almanızı öneririm. Böylece daha kolay bir şekilde hayatınıza kaldığınız yerden en iyi şekilde devam edebilirsiniz. İyi günler

  3. ben hayatta bi çok şeyi gereksiz ve zaman kaybı olarak görüyorum. uyku uyumak bna göre bi zaman kaybı diye düşünmeye bile başalar oldum buara.uyuyamıyorum. bişey daha var bir bitkiyi ters ekmek ve öyle büyümesini istiyorum. içimdeki bu durum aklımı bastırır oldu. şuda bi gercek ki ben bu duyguyu bastrmak istemiyorum. piskoloğa gitmelimiyim yada bir öneriniz varmı ? lütfen cewap verin..

    1. Merhaba,
      Zihnimizden her türlü düşünce geçebilir. Bizler bunlardan hangilerini ön plana çıkarıyorsak veya hangilerine önem veriyorsak onların duygusal ve davranışşal bir takım etkilerini yaşarız. Eğer bu düşünceler sizin sağlığınızı ya da günlük yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa bir uzmandan destek almanızı öneririm. İyi günler

  4. içsel çatışmalarımı ve kavgalarımı nasıl sonlandırabilirim?Gece boyu saat başı uykudan kalkıp gün içinde yaşadıklarımı sorguluyorum.

    1. Gül Hanım merhaba,
      Bu gibi anksiyete (kaygı) durumlarıyla baş edebilmek bazen kolay olmayabiliyor. Ancak kendinizi sorguladığınız anlarda zihninizden geçen düşüncelerin gerçekliğine odaklanabilirsiniz. Ne kadar gerçek? Olduğundan daha büyütüyor olabilir misiniz? ya da En kötü ne olur? gibi soruların cevaplarıyla duygularınızı da gerçekliğe çekebilirsiniz. Zorlandığınız noktada yine bir uzmandan destek alabilirsiniz. İyi günler.

  5. merhaba ben çok çekingenim 15 yaşındayım kimse ile konuşamıyorum ve benim için çok sıkıntı oluşturuyor bunu aşmak istiyorum peki bunu psikoloğa giderek aşabilrimiyim kendimde sosyal fobi olduğunu düşünüyorum

    1. Sena merhaba,
      Bahsettiğin durum sosyal ortamda ve kişiler arası ilişkilerde yaşadığın anksiyete (kaygı) duygusuyla baş edemediğin için ortaya çıkıyor. Bu durum Bilişsel Davranışçı terapi yöntemi ile aşılabilir. İyi günler

  6. merhaba evliyim çocuğum var çok da güzel mesleğim var ama kişilğimle çözemediğim sıkıntılarım var …sürekli sinir öfke içimde büyütüyorum aşamıyorum kendimle ilgili sıkıntılarım bar aslında hep mutsuz oluyorum hep sinirleniyorum gitmeliyim psikoloğa sizce

    1. Merhaba,
      Hayatta pek çok şey yolunda gidiyor olsa da kimi zaman kişiler bazı duygularıyla baş etmekte zorlanabilir. Yaşadığınız öfke duygusunun temel sebebi o olaylara verdiğiniz anlamlar olmalı. Öfke kontrolü ve yeni anlamlar kazanmak ile ilgili çalışmak için bir uzman bir psikologdan destek alabilirsiniz. İyi günler

  7. Merhaba ben 18 yaşındayım ara ara konuşurken zorluk çekiyor ve kekeledigimi hissediyorum bunun için bir psikologa gitmeliyim yardımı olurmu?

    1. Merhaba,
      Eğer günlük hayatınızı olumsuz etkiliyor ve işlevselliği düşürüyorsa uzman bir psikologdan destek alabilirsiniz. İyi günler

  8. Meraba, uzun süredir ciddiyet duygumu kaybetmil durumdayım. Yani kötü bi olay karşısında bile o olayı ciddiye alamıyorum, çok önemli çok ciddi olaylar bile bana çok normal gelmeye başladı yardım edermisiniz ?

    1. Merhabalar,
      O olayın ciddi ya da çok önemli olduğunu bilmenize rağmen sanırım yaşadığınız duyguyla örtüşmüyor. Önemli olan sizin hayatınıza bunun etkisi. Yani normal kaşıladığınızda ne oluyor? ya da ne olmuyor? Eğer bunun cevabı hayatınızı olumsuz etkiliyorsa düşünce ve duygularınızla ilgili çalışmak için destek alabilirsiniz. İyi günler

  9. Merhaba, ben insanlarla konusurken söylenenleri sanki algilayamiyor gibi oluyorum. Mesela arkadaşım geliyor bir kaç şey söylüyor aynı konuşma esnasında o gün şu olaydan da bahsetmistim diyor ama mesela ben o olayı hiç duymamış oluyorum. Insanlarla iletişim kurarken ilk on on beş saniye ben ne diyecektim diye düşünüp konusacaklarimi toparlayamiyorum. Bunun utangaclikla ya da çekinme ile bir alakası yok. Ders çalışıyorum farklı stratejilerle fakat hiç birisinde istediğim sonucu alamıyorum. Önceleri ders calistiginda böyle degildim. Acaba psikiyatriye gidip ilac mi kullaniyim yoksa psikolojik problemler nedeniyle olabilir mi. Soruna anlam veremiyorum nöroloji psikoloji psikiyatri hangisinden baslamaliyim. Bilgi paylaşımında bulunursaniz çok sevinirim. Iyi akşamlar.

    1. Merhabalar,
      Bahsettiğin durum odaklanmakla ilgili zorlanmayla ilgili olabilir. Tabi ki tam olarak kaynağını ve buna göre neler yapılabileceğini belirlemek için uzmandan destek almalısın. Öncelikle bir uzman psikologa gidebilirsin. Zaten ilaç desteği alman gerekirse seni mutlaka psikiyatriye yönlendirecektir.

  10. Merhaba ben 33 yaşındayım 18 yıllık evliyim sorunlarım çok fazla terapi almak istiyorum fakat anlatacaklarım sonra sı eşimden ayrılmam gerekirse diye çok korkuyorum ve gitmek te kararsız kalıyorum ama artık gerçekten iyi değilim

    1. Merhaba,
      Öncelikle eş terapisi için destek alma kararı alırken ilişkinize nasıl bir yön vermek istediğinize karar verebilirsiniz. Eğer problemleri çözüp daha sağlıklı bir ilişki için destek almak istiyorsanız, aynı zamanda eşiniz de bunu istiyorsa bilimsel olarak ilişki iyileştirilebilir.

Bursa için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.