Etkili Bir Terapinin Yolu Danışana İstediğini Vermek Mi?
Yeni yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, danışanların terapi başlangıcında ve sürecinde yaptığı kişisel tercihler onların terapiden daha iyi bir verim almalarını sağlıyor.
Psikoterapide Kişisel Tercihler
Londra’da kaygı ve depresyon tedavilerinde psikoterapinin kalitesini artırmak için yapılan bir araştırmanın bilgi havuzundan toplanarak yapılan bu araştırmada, İngiltere ve Galler’de 2012 ve 2013 yılları arasında psikoterapi alan danışanlar incelendi ve bu danışanlar üzerinde psikoterapinin ne kadar etkili olduğu incelendi. Toplamda 184 farklı sağlık servisinden hizmet alan 14.587 danışan araştırmaya dâhil edildi.
Katılımcılar psikoterapi tercihlerini beş başlık altında değerlendirdiler: terapinin günü ve zamanı, yeri, terapisttin cinsiyeti, terapistin kullandığı dil ve terapi çeşidi. Her katılımcı psikoterapinin ne ölçüde kendi taleplerini karşıladığını ve ne kadar etkili olduğunu 5 puanlık bir ölçek üzerinden değerlendirdi.
Katılımcıların çoğunluğunun (%86’sı) yukarıdaki 5 başlıktan en az birine göre tercih yaptığı ve en fazla dikkat edilen kriterin terapinin günü ve zamanı olduğu bulundu. Danışanların 3’te birinden fazlası (%36) önlerinde tercih yapabilmek için yeteri kadar seçenek olmadığını belirtirken %40.5’u ise terapistin cinsiyeti konusundaki taleplerinin karşılandığı bilgisini verdi.
Neticede, terapi üzerinde bir tercih belirtmeyenler veya tercihlerinin terapide karşılandığını belirtenler, kendi tercihlerinin karşılanmadığını söyleyenlere göre terapilerinden daha fazla verim aldıklarını belirttiler. Bu oran da %80’lik bir kısma denk düşüyor.
Bu araştırma, terapi seçiminde sağlık sigortasının veya diğer etkenlerin belirleyici olmasına karşın, danışanın kendi kriterlerine göre bir seçim yaptıklarında terapi üstünde daha fazla kontrolü hissedeceklerini ve sonuçları açısından daha etkili bir terapi alacaklarını söylüyor.